27 Ocak 2012 Cuma

Konuştuklarınız kadar sustuklarınızdan da sorumlusunuz.

Hatta daha bile çok sorumlusunuz. Birine sevdiğinizi söylemek yerine sustuğunuzda, kavga etmek yerine sustuğunuzda olacaklardan siz sorumlusunuz. Hem susmak kaçmaktır. Susmak korkaklıktır. Her sustuğunuzda cesaretinizden de bir parça kaybetmiş olursunuz. Birine sevdiğinizi söylemektense sustuğunuz da onu kaybetmeye bir adım daha yaklaşırsınız. Ve bir gün onu kaybettiğinizde suskunluklarınızın pişmanlığını daha net hissedeceksiniz.

26 Ocak 2012 Perşembe

Üzgünüm ama..

Hiçbir şey düzelmiyor. Üstüne üstlük daha çok boka sarıyor. Her gün yeni bir umutla uyandığım sabahları çürüten umutsuz gecelerde bir hayli canımı sıkıyor. Her şey iyi olacak diye başlayan cümleler her şey yine boka sardı diye bitiyor. Polyannacılık oynamanın alemi yok. Sizde biliyorsunuz hiçbir şey düzelmeyecek.

Rakip taraftarların birbirlerine orospu çocugu diye itham ettiği bir insanliktan ne bekliyorsunuz ki ?

Benim anlamadığım, bu ülke bu insanlık nereye gidiyor ? Artık taraftarlığın o kadar boku çıktı ki, birbirinizin anasına bacısına hiç yakışmayan iğrenç kelimeler kullanır oldunuz. Bu kadar şerefsizlik fazla. Bu ne taraftarlık nede insanlık.

İnanç..

Belki de ülkemizde en az özgürlüğün olduğu alan bu. O kadar hoşumuza gidiyor ki insanların inançlarına karışmak, baskı yapmak. O dindarsa, o ateistse yada aleviyse sanane ? Sadece kendimizden sorumlu olduğumuz bu dünyada insanlara baskı yaparak elimize ne geçebilir ki ?" O kapalı evet hııım bu kesin akp'li, şimdi bu allah için kapanmamıştır.." bu ne ya ne bu nasıl bir düşünme biçimidir ne biliyorsun ? Herkes kendi inancıyla ilgilense her şey düzelecek ama nerede o günler.

Mesafeler sevgiyi öldürür mü ?

Bence sevgiyi öldüren mesafeleri kafaya takan insandır. Gerçekten seviyorsan sesini duymak bile mutlu eder insanı. Hem sevgi illa dokunmak, görmek değildir ki. Birini hiç görmeden dokunmadan kokusunu duymadan da sevebilirsiniz. Sevginizin önündeki engeller yol anlamında mesafeler değil, sevginizin önündeki engeller sizin kafanızdaki mesafeler..

...

Trip atmak nedir anlamıyorum.. Daha doğrusu bunun insanların kırıldıklarını gösterme şekli değilde daha çok egolarını tatmin etme şekli olarak görüyorum. Birileri onları poh pohlasın vazgeçilmez olduğunu hissettirsin falan filan. Basit insanların davranışları olarak görüyorum bunu. Aslında peşinde bir kaç hayranı olan insanların davranışları. Ben korkarım mesela trip atmaya, kimsenin derdinin benim gönlümü hoş tutmak olmadığını bilirim. Büyük cesaret. Söyleyeceklerim bu kadar.

25 Ocak 2012 Çarşamba

Aslında gereksizim..

Hani şu dünyaya kalabalık etmiş olmak için gelenlerdenim. Kimsenin hayatında grekli değilim olmazsa olmazı değilim. Yada aa bak o çok güzel yazı yazar veya çok güzel şarkı söyler denilen biride değilim. Yakın arkadaşım bile yok. İnsanlarla hep bir gereksiz münakaşa içindeyim. Aslında genel anlamda işsizim.

Dünyada bir tek insana inanmıştım..

Dünyada bir tek insana inanmıştım. O kadar inanmıştım ki, bunda aldanmış olmak, bende artık inanmak kudreti bırakmamıştı. Ona kızgın değildim. Ona kızmama, darılmama, onun aleyhinde düşünmeme imkan olmadığını hissediyordum. Ama bir kere kırılmıştım. Hayatta en güvendiğim insana duyduğum bu kırgınlık, adeta bütün insanlara dağılmıştı; çünkü o benim için bütün insanlığın timsaliydi.

Siyasi görüşlerimi sanal alemde paylaşmaktan hoşlanmıyorum.

Çünkü insanlar senin siyasi görüşlerini anlamayacak kadar ahmaklar. Zorla sana başka fikirleri kabul ettirmeye çalışacak kadar faşist. Hem seni hiç anlamayacak insanlar neden siyasi görüşlerini anlatacaksın ki ?

Ve bazen..

O kadar dolu dolu yaşıyorum ki duyguları kendim bile boğulacak gibi oluyorum Ve bazen o kadar yüzeysel yaşıyorum ki duyguları bir buz kadar soğuk ve hissiz. Karar veremiyorum ne hissetmem gerektiğine farkına varamıyorum yaşadıklarımın. Güçlü olayım diye kaybediyorum hislerimi.

Çok seviyorum bazen..

O kadar çok seviyorum ki sanki taşıp gidecek o küçücük kalbimden kocaman bir sevda. Ve bazende nefret ediyorum belki koca bir okyanus kadar. Hem sevmek ne ki bazen nefret edersin onu o kadar çok sevdiğin için lanet edersin. Ama seversin her gün artık sevmiyorumla başlayıp çok seviyorumla biten cümleler kurarsın. Sonra kopamadığın için kendine küfredersin her gün ama sevmişsin işte vazgeçemezsin.